Linux
Emektar Üye
- Katılım
- 5 Şub 2022
- Mesajlar
- 3,571
- Tepkime puanı
- 4
- Puanları
- 38
- Konum
- istanbul
- Web sitesi
- www.uguragdas.com.tr
- İsim
- Uğur
- Cinsiyet
-
- Memleket
- 75 ARDAHAN
- Takım
- Galatasaray
- Burç
- Aslan
- Mesleği
- Konut Yönetim Müdürü
İtibar:
Sevgiliye Uzun Mesaj
Merhaba sevgilim, bugün günlerden Pazartesi, seni sevmeye devam ettiğim haftanın ilk günü. O güzel gözlerinin bana baktığı halini hatırladıkça seviniyorum, hele sarıldığın, sürekli yanımda durduğun zamanları düşündükçe mutluluktan eriyorum. Her bir buluşma günü bayram sevinci gibi geçiyor benim için. Anı topluyorum buluştuğumuz günlerden, bir sonraki buluşmaya kadar hatırlayıp beni sevindirsin diye kenarda tutuyorum. Öyle de oluyor zaten, seninle geçirdiğim her saniye altın değerinde. Çok şanslı biriyim ben, iyi ki seni seviyorum.
Hikâyemizin geri kalanı çok basit hemen anlatayım: ellerini hiç bırakmayacağım, her zorluğun üstesinden beraber geleceğiz, sen bana o meşhur tuzlu kahveyi yapacaksın ve ben höpürdeterek içeceğim, tuzlu kahve normalde lezzetli olmasa da keyif alarak içeceğim. Neden mi? Çünkü o gün sana resmi olarak kavuşmamın ilk uğurlu günü olacak. Birlikteliğimizi simgeleyen yüzükler takacağız, hiç çıkartmamak üzere. Sonrası da su gibi geçecek zaten. Hayatım boyunca yanımda olacaksın, bize benzeyen çocuklarımız olacak ve hatırlamakta bile zorlandığımız çok sayıda güzel anılar toplayacağız.
Uyurken nasıl gözüktüğünü görmek isterim. Yüzünün kıvrımını, kirpiklerinin yüzüne düşen gölgesini, kaşlarının ne zaman çatıldığını, uyku sırasında konuştuğun anları, fark etmeden bana sarıldığın zamanlarını, üşüyüp ayaklarını toplayışını, dudak şeklini hafızama atmayı, korkup mırıldandığında sana sarılıp sakinleştirdiğim o anları ezberlemek istiyorum. Dahası öperek uyandırdığımda, ilk beni gördüğündeki tepkini her şeyden çok merak ediyorum.
Bir hayat kurmalıyız seninle. Sevgili olmaktan bahsetmiyorum, aynı anahtarlarımızın olduğu, kendi isteğimize göre alışveriş yaptığımız, kâh oyun oynayabileceğimiz kâh doyasıya öpüşebileceğimiz bir ev. Evlenirsek eğer; her sabah seni ben kaldırırım özenle öpe koklaya, sana yemekler pişirir sürprizler yaparım. Uzak kaldığımız bu anıları yaşamadığımız her saniye hayatımdan çalınıyormuş gibi hissediyorum. Sana uzak olmak zor, yakınında olup her an sevginin tadını çıkarmalıyım. Oh be demeliyim iyi ki benimle. Çok uzak hayaller değil bir evet kelimesine bakar sevgilim.
Öyle çok seviyorum ki seni; her an ellerimden uçup gidecekmişsin diye korkacak kadar.
Öyle çok seviyorum ki seni; çöldeki kum tanelerinin sayısı kadar.
Öyle çok seviyorum ki seni; bir annenin bebeğini sevdiği kadar.
Öyle çok seviyorum ki seni; sonsuzlukta uçan bulutun özgürlüğü kadar.
Öyle çok seviyorum ki seni; hiç ayrılmak isteyecek kadar.
Öyle çok seviyorum ki seni; sevgimin boyutunun üç dünyaya sığacağını düşünecek kadar çooook seviyorum.
Buluştuğumuz ilk gün yani sana kavuştuğum günü daha dün gibi hatırlarım. Utangaçlıktan pembeleşen yanakların vardı. Benimse ne konu açsam da daha iyi tanısam telaşımı hatırladıkça hala terleyen ellerim var. Sıcak tutsun diye giydiğin kazağın ne kadarda yakışmıştı sana. Yıllar sonra aynı kazağı aynı şekilde yakıştırıyorum. Bazı şeyler hiç değişmiyor, kazak falan bahane aslında, asıl olan benim sana karşı sevgim hala ilk günkü gibi taptaze.
Merhaba sevgilim, bugün günlerden Pazartesi, seni sevmeye devam ettiğim haftanın ilk günü. O güzel gözlerinin bana baktığı halini hatırladıkça seviniyorum, hele sarıldığın, sürekli yanımda durduğun zamanları düşündükçe mutluluktan eriyorum. Her bir buluşma günü bayram sevinci gibi geçiyor benim için. Anı topluyorum buluştuğumuz günlerden, bir sonraki buluşmaya kadar hatırlayıp beni sevindirsin diye kenarda tutuyorum. Öyle de oluyor zaten, seninle geçirdiğim her saniye altın değerinde. Çok şanslı biriyim ben, iyi ki seni seviyorum.
Hikâyemizin geri kalanı çok basit hemen anlatayım: ellerini hiç bırakmayacağım, her zorluğun üstesinden beraber geleceğiz, sen bana o meşhur tuzlu kahveyi yapacaksın ve ben höpürdeterek içeceğim, tuzlu kahve normalde lezzetli olmasa da keyif alarak içeceğim. Neden mi? Çünkü o gün sana resmi olarak kavuşmamın ilk uğurlu günü olacak. Birlikteliğimizi simgeleyen yüzükler takacağız, hiç çıkartmamak üzere. Sonrası da su gibi geçecek zaten. Hayatım boyunca yanımda olacaksın, bize benzeyen çocuklarımız olacak ve hatırlamakta bile zorlandığımız çok sayıda güzel anılar toplayacağız.
Uyurken nasıl gözüktüğünü görmek isterim. Yüzünün kıvrımını, kirpiklerinin yüzüne düşen gölgesini, kaşlarının ne zaman çatıldığını, uyku sırasında konuştuğun anları, fark etmeden bana sarıldığın zamanlarını, üşüyüp ayaklarını toplayışını, dudak şeklini hafızama atmayı, korkup mırıldandığında sana sarılıp sakinleştirdiğim o anları ezberlemek istiyorum. Dahası öperek uyandırdığımda, ilk beni gördüğündeki tepkini her şeyden çok merak ediyorum.
Bir hayat kurmalıyız seninle. Sevgili olmaktan bahsetmiyorum, aynı anahtarlarımızın olduğu, kendi isteğimize göre alışveriş yaptığımız, kâh oyun oynayabileceğimiz kâh doyasıya öpüşebileceğimiz bir ev. Evlenirsek eğer; her sabah seni ben kaldırırım özenle öpe koklaya, sana yemekler pişirir sürprizler yaparım. Uzak kaldığımız bu anıları yaşamadığımız her saniye hayatımdan çalınıyormuş gibi hissediyorum. Sana uzak olmak zor, yakınında olup her an sevginin tadını çıkarmalıyım. Oh be demeliyim iyi ki benimle. Çok uzak hayaller değil bir evet kelimesine bakar sevgilim.
Öyle çok seviyorum ki seni; her an ellerimden uçup gidecekmişsin diye korkacak kadar.
Öyle çok seviyorum ki seni; çöldeki kum tanelerinin sayısı kadar.
Öyle çok seviyorum ki seni; bir annenin bebeğini sevdiği kadar.
Öyle çok seviyorum ki seni; sonsuzlukta uçan bulutun özgürlüğü kadar.
Öyle çok seviyorum ki seni; hiç ayrılmak isteyecek kadar.
Öyle çok seviyorum ki seni; sevgimin boyutunun üç dünyaya sığacağını düşünecek kadar çooook seviyorum.
Buluştuğumuz ilk gün yani sana kavuştuğum günü daha dün gibi hatırlarım. Utangaçlıktan pembeleşen yanakların vardı. Benimse ne konu açsam da daha iyi tanısam telaşımı hatırladıkça hala terleyen ellerim var. Sıcak tutsun diye giydiğin kazağın ne kadarda yakışmıştı sana. Yıllar sonra aynı kazağı aynı şekilde yakıştırıyorum. Bazı şeyler hiç değişmiyor, kazak falan bahane aslında, asıl olan benim sana karşı sevgim hala ilk günkü gibi taptaze.