• Konu İçeriğini Görebilmek İçin Lütfen Üye Olun. Aksi Takdirde İçeriği Göremezsiniz.

Guncel Padişah Ve Kaz Hikayesi – Bir Kaz Göndersem Yolar Mısın

[ZF] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler kategorisinde x tarafından oluşturulan Padişah Ve Kaz Hikayesi – Bir Kaz Göndersem Yolar Mısın başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 223 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler
Konu Başlığı Padişah Ve Kaz Hikayesi – Bir Kaz Göndersem Yolar Mısın
Konbuyu başlatan x
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan x

x

Üye
Katılım
30 Ara 2022
Mesajlar
341
Tepkime puanı
31
Puanları
28

İtibar:





Zamanın padişahı günlerden bir gün halkı ne durumda ne yer ne içerler ne ile meşgul olduklarını öğrenmek ve kendi gözleriyle görmek için vezirini yanına alır. Kılık kıyafetlerini değiştirerek yakındaki köyleri dolaşmaya başlarlar.

İnsanların kimi tarlada, kimi bağda bahçede, kimi hayvanlarını otlatır. Padişah herkese selam verip hal hatır sorup dolaşırken bir dere kenarına gelir. Yaşlı bir adam o soğuk günde dere kenarında deri tabaklamaktadır.

Padişah yaklaşıp selam verir “Selamun aleyküm ey pir-i fani”. Yaşlı adam başın kaldırıp şöyle bir süzdükten sonra “Ve aleykümselam ey serdar-ı cihan”der.

Padişah yaşlı adamın yanına oturarak “dilden anlayanla dillenmek, halden anlayanla hallenmek başka oluyor” diyerek muhabbeti koyulaştırır. Padişah sorar ”söyle bakalım altılarda ne yaptın?”, ihtiyar ”Altıya altıyı katmayınca otuz ikiye yetmiyor”.

Padişah gene sorar ”Geceleri hiç kalkmadın mı?” yaşlı adam, kalktık kalmasına da, lakin ellere yaradı.”. Padişah vezire dönmüş, vezir saf saf bakıyor, ihtiyar da leb demeden leblebiyi anlıyor. Son bir soru daha sormuş” sana bir kaz göndersem yolar mısın” ihtiyar” ne demek, hemde hiç ciyaklatmadan” diye cevap vermiş.

Padişah ihtiyara “hadi kal sağlıcakla” diyerek veziriyle beraber saraya dönmüş. Padişah vezire sormuş” Anlat bakalım ihtiyarla konuştuklarımızdan ne anladın. Vezir, vallahi padişahım hiç bir şey anlamadım deyince padişah hiddetlenerek burnunu saraydan çıkarmazsan elbette halktan bir şey anlamazsın, sana yarına kadar müddet, eğer bu konuştuklarımın manasını açıklamazsan alırım kelleni deyince vezir korku ve telaşla koşa koşa dere kenarına gelmiş, bakmış ihtiyar orada.

Vezir, Aman ihtiyar ocağına düştüm padişahla ne konuştuğunu anlatmazsam kellem gider deyince, ihtiyar anlatırım anlatmasına da bedava olmaz , her soruna bir kese altın isterim”demiş.

Kelle korkusundan vezir hiç itiraz bile etmeden sormaya başlamış” sen padişahın selamını serdar-ı cihan diyerek aldın, nereden anladın padişah olduğunu. İhtiyar, ben dericiyim onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi”,

Vezir yine sormuş, peki altıya altıyı katmayınca otuz ikiye yetmiyor ne demek? İhtiyar, padişah yazın altı ay çalışmadın mı da,kış günü çalışıyorsun dedi, ben de sadece 6 ay yazın çalışmak yetmiyor kışında çalışmazsak yetmiyor dedim”.

Vezir “geceleri kalkmadın mı ne demek?”, İhtiyar” Padişah çocukların yok mu diye sordu bende var ama hepsi kız evlendiler gittiler başkasına yaradı dedim”diyerek her seferinde kese kese altınları almış. Vezir rahatlamış ve başını sallayarak” Peki sana bir kaz göndersem yolar mısın dedi, o ne demek?” İhtiyar adam gülerek “onca altın verdin onu da sen bul” demiş.

(Vezir kendinin kaz olduğunu, o kadar altını yaşlı adama verip kaz gibi yolunduğunu anlamadan sarayın yolunu tutmuş.)
 
Üst Alt