• Konu İçeriğini Görebilmek İçin Lütfen Üye Olun. Aksi Takdirde İçeriği Göremezsiniz.

Atatürk’ün Dinin Siyasete Alet Edilmesi İle İlgili Sözleri

[ZF] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Atatürk Köşesi kategorisinde Linux tarafından oluşturulan Atatürk’ün Dinin Siyasete Alet Edilmesi İle İlgili Sözleri başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 145 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Atatürk Köşesi
Konu Başlığı Atatürk’ün Dinin Siyasete Alet Edilmesi İle İlgili Sözleri
Konbuyu başlatan Linux
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Didem

Linux

Emektar Üye
Katılım
5 Şub 2022
Mesajlar
3,407
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Konum
istanbul
Web sitesi
www.uguragdas.com.tr
İsim
Uğur
Cinsiyet
vtEvVy
Memleket
75 ARDAHAN
Takım
Galatasaray
Burç
Aslan
Mesleği
Konut Yönetim Müdürü

İtibar:

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk hayatı boyunca hiç kuşkusuz ki gerçek din ile din istismarcıları arasındaki farka ve ayrıta dikkat çekmeye çalışmış dini kötü emelleri için kullanan, kullanmaya teşebbüs eden veya halkın dini inançlarını siyasete alet ve malzeme olarak kullanmak suretiyle bu durumdan menfaat elde edenlerin oyunlarına düşülmemesi gerektiği olgusuna her vesilede dikkat çekmeyi kendine vazife olarak görmüştür. Bu konudaki düşüncelerini dile getirdiği sözlerinden en seçkin ve bilinenlerini derleyerek bunlara bu sayfamızda yer verdik.

Atatürk’ün Dini Siyasete Alet Edenler ile Mücadele Edilmesi Gerektiğine İlişkin Sözleri

Adî ve alçak hilelerle hükümdarlık yapan halifeler ve onlara dini âlet yapmaya tenezzül eden sahte ve imansız bilginler, tarihte daima rezil olmuşlar, rezil edilmişler ve daima cezalarını görmüşlerdir. Dini kendi tutkularına âlet yapan hükümdarlar ve onlara yol gösteren hoca isimli hainler, hep bu sonuca sürüklenmişlerdir. Böyle yapan halife ve din bilginlerinin arzularına kavuşamadıklarını, tarih bize sayısız örneklerle açıklamakta ve kanıtlamaktadır. Artık bu milletin ne öyle hükümdarlar, ne öyle bilginler görmeye katlanması olasılığı yoktur. Artık kimse, öyle hoca kılıklı sahte bilginlerin yalan dolanına önem verecek değildir.

En bilgisiz olanlar bile o gibi adamların niteliğini gerektiği gibi anlamaktadır. Fakat bu konuda tam bir güven sahibi olmaklığımız için bu uyanıklığı, bu dikkati, onlara karşı bu nefreti, gerçek kurtuluş anına kadar bütün kuvvetiyle, hatta artan bir kararlılıkla korumalı ve sürdürmeliyiz. Eğer onlara karşı, benim kişiliğimden bir şey anlamak isterseniz, derim ki, ben kendim onların düşmanıyım. Onların olumsuz yönde atacakları bir adım, yalnız benim kişisel imanıma değil, yalnız benim amacıma değil, o adım benim milletimin yaşamıyla ilgili, o adım milletimin yaşamına karşı bir kötü niyet, o adım milletimin kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançerdir. Benim ve benimle aynı fikirde arkadaşlarımın yapacağı şey, kesinlikle ve kesinlikle o adımı atanı tepelemektir.

Şüphe yok ki, millet birçok özveri, birçok kan pahasına, en sonunda elde ettiği vazgeçilmez ilkesine kimseyi saldırtmayacaktır. Bugünkü hükümetin, meclisin, yasaların, Anayasa'nın nitelik ve sebebi hep bundan ibarettir. Sizlere bunun da üstünde bir söz söyleyeyim. Sayalım ki, eğer bunu temin edecek yasalar olmasa, bunu temin edecek meclis olmasa, öyle olumsuz adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, yine tepeler ve yine öldürürüm.
1923 (Atatürk'ün S.D.II, s. 146)
---------------------------------------------------------------------
Atatürk’ün Dinin Siyasete Alet Edilişi ve Bunun Yol Açtığı Zararlar ile İlgili Düşünceleri

Bizi yanlış yola yönelten soysuz kimseler bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din niteliği altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar. Halbuki, Allah'a şükürler olsun hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız; artık bizim, dinin gereklerini öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hocalığına gereksinmemiz yoktur. Analarımızın, babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile, bize dinimizin esaslarını anlatmaya yeterlidir.
1923 (Atatürk'ün S.D.II, s. 127)
---------------------------------------------------------------------
Atatürk’ün Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Dinin Siyasete Alet Edilişi Hakkındaki Görüş ve Düşünceleri

"Parti, dinî düşünce ve inançlara saygılıdır" kuralını bayrak olarak eline alan kimselerden, iyi niyet beklenebilir miydi? Bu bayrak, yüzyıllardan beri, cahil ve bağnazları, hurafelere inananları aldatarak özel amaçlar sağlamaya kalkışmış olanların taşıdıkları bayrak değil miydi? Türk milleti, yüzyıllardan beri sayısız felâketlere, içinden çıkabilmek için büyük özveriler gerektiren pis bataklıklara hep bu bayrak gösterilerek yöneltilmemiş miydi?

Cumhuriyetçi ve ilerici olduklarını zannettirmek isteyenlerin, aynı bayrakla ortaya atılmaları, dinî bağnazlığı coşturarak, milleti, cumhuriyetin, ilerleme ve yeniliğin tamamen aleyhine kışkırtmak değil miydi? Yeni parti, dinî düşünce ve inançlara saygı perdesi altında: Biz hilâfeti tekrar isteriz; biz yeni yasalar istemeyiz; bizce Mecelle yeterlidir; medreseler, tekkeler, cahil softalar, şeyhler, müritler, biz sizi koruyacağız; bizimle beraber olunuz. Çünkü, Mustafa Kemal'in partisi hilâfeti kaldırdı. İslâmiyeti bozuyor. Sizi gavur yapacak, size şapka giydirecektir diye bağırmıyor muydu! Yeni partinin kullandığı kalıplaşmış anlatım, bu gerici feryatlarla dolu değildir denilebilir mi?

Efendiler, olaylar da gösterdi ve kanıtladı ki, Terakkiperver Cumhuriyet Partisi programı en hain beyinlerin ürünüdür. Bu parti, memlekette suikastçıların sığınağı, güvenme ümidi oldu; dış düşmanların, yeni Türk Devleti'ni, taze Türk Cumhuriyeti'ni yıkmaya yönelik plânlarının kolaylıkla uygulanmasına yardımcı olmaya çalıştı.
1927 (Nutuk II, s. 889-890)
---------------------------------------------------------------------
Atatürk’ün Dini Kullanan Aktörler ile İlgili Düşünceleri - Sözleri

Bunca yüzyıllarda olduğu gibi, bugün de, milletlerin bilgisizliğinden ve bağnazlığından yararlanarak bin bir türlü siyasî ve kişisel amaç ve çıkar sağlamak için, dini âlet ve araç olarak kullanmak girişiminde bulunanların, içeride ve dışarıda varlığı, bizi bu konuda söz söylemekten, ne yazık ki, henüz uzak bulundurmuyor. İnsanlıkta, din hakkındaki bilgi ve anlayış, her türlü hurafelerden sıyrılarak gerçek bilim ve tekniğin ışıklarıyla arınmış ve mükemmel oluncaya kadar, din oyunu aktörlerine, her yerde tesadüf olunacaktır.
1927 (Nutuk II, s. 708)
 

Didem

Özel Üye
Katılım
13 Ara 2020
Mesajlar
1,940
Tepkime puanı
16
Puanları
8

İtibar:

Teşekkürler
 
Üst Alt